Cemaat-i Müslimîn İhvân-ı Dîn! Kur’ân-ı Kerîm’i her dinlediğimiz de eğer iyi dinler, dikkat edersek Mevlâ Teâlâ Hazretlerini bilmekte ilerleriz. Zira Kur’ân-ı Kerîm onun kelâm sıfatının eseridir. Allah-u Teâlâ Kur’ân-ı Azîmüşşân vasıtasıyla kendini bütün kullarına tanıttırıyor, bildiriyor. Kur’ân-ı Azîmüşşân’ı bilen ancak Rasûlüllâh Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in ve birde onun hakkıyla varisleridir. Kur’ân-ı Kerîm Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in tefsir ettiği gibi açıklandıkça, insanlarda açıklananları dinledikçe Allah-u Teâlâ ve Tekaddes Hazretleri tanınmış olur.
“O (Allah öyle Allah)dır ki, kullarından tövbeyi kabul buyuruyor, günahlardan affediyor ve O bütün yaptıklarınızı bilir.” Şûrâ: 25
Âyet-i celîle de Cenab-ı Hak tövbe eden kullarını affettiğini buyurdu. Peki, tövbe ne demektir? Tövbe: “Mevlâ’ya rücû’ etmek (dönmek)” manasına gelir.
Günah işleyen bir şahıs Mevlâ’dan uzaklaşır. Sonra yapmış olduğu işlere pişman olarak tövbe edince Mevlâ’ya dönmüş oluyor ve yaklaşıyor.
Allah-u Teâlâ ve Tekaddes Hazretlerinden başka, tövbeyi kabul edecek var mıdır? Günahları affedecek var mıdır? Cennete koyacak var mıdır? Cehennemden çıkaracak var mıdır? Rızıklandıracak var mıdır? Hepsi O’nun elinde, Allah bir, tövbe kapısı da bir. Her kim ki bir yerdedir her yerdedir. Her kim ki her yerdedir hiçbir yerde değildir.
Başımızın Tâcı; Mahmut Efendi Hazretleri, Sohbetler
ismailaga.org.tr